Ortadoğu’da düşmeyen tansiyon adeta tavan yaptı. Lübnan ve Hizbullah hedefte. Terör şebekesi İsrail, yeni ve alışılmadık bir hamle yaptı. Lübnan’da Hizbullah’ın kullandığı çağrı ve telsizler silaha dönüştü ve kendisine yöneldi. Bu saldırılar sonucunda Hizbullah, adeta sağır ve dilsiz bırakıldı.
İlk bakışta bu saldırılar, teknoloji ile geleneksel yöntemlerin birleştiği bir bilim kurgu senaryosunu andırıyor. Ancak tüm olan biten, gerçek ve dehşet verici. Terör şebekesi İsrail, hiçbir kural tanımadan saldırılarına devam ediyor. Bu tür bir operasyon, İsrail’in tek başına gerçekleştiremeyeceği kadar karmaşık görünüyor. Özellikle ABD’nin ve İsrail'in yanında yer alan koalisyonun bu süreçte gizli destek sunduğu aşikâr.
Çağrı cihazlarına göre daha büyük patlamaya ve hasara sebep olan telsiz yolu ile yapılan saldırı sonrası ABD uydularıyla elde edilen koordinatlar çoktan İsrail'e verilmiştir.
Hizbullah’ın operasyonel gücüne doğrudan darbe indiren bu saldırı, sadece haberleşme cihazlarının patlatılması ile sınırlı değil. Telsizlerin patlatılarak devre dışı bırakılması, Hizbullah’ın gizli karargâhlarının yerlerinin deşifre edilmesi anlamına geliyor. Bu, örgütün operasyonel gücünü daha kırılgan hale getirirken, aynı zamanda yeni saldırılara karşı savunmasız bıraktı.
Dün ve bugün yapılan bu saldırılar, Hizbullah’ın sahada operasyon yapma kapasitesini ciddi ölçüde zayıflattı. Özellikle lider kadronun bu duruma karşı nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu. Hizbullah’ın liderlik yapısının, bu tür zaaflar karşısında ciddi bir iç muhalefet ile karşı karşıya kalacağı ihtimali ortaya çıktı. Saldırıların asıl hedefi, belki de bu lider kadroyu dağıtmak! Kim bilir?
Hizbullah, saldırılara karşılık vereceğini belirtiyor. Ancak, bu tür stratejik saldırılar karşısında Hizbullah'ın cevap verme kabiliyetinin ne ölçüde etkili olacağı belirsiz. Gazze'de bir yıldır soykırım yapan bebek ve çocuk katili İsrail, elindeki yeni istihbarat ile üçüncü dalga saldırıya hazırlanıyor olabilir. Son gelen bilgiler cinayet şebekesi İsrail'in militanlarını kuzeye kaydırmaya başladığı yönünde.
İran'ın Hamas lideri Haniyye'nin şehit edilemesi ile ortaya çıkan vahim zaaflarının beraberinde Hizbullah’ın zaaflarının da bu kadar belirgin hale gelmesi 'İsrail bir taşla bir kaç kuş mu vuruyor?' sorusunu akla getiriyor.
Terör şebekesi İsrail’in böylesine karmaşık bir saldırıyı (Müttefiklerinden yardım alsa bile) gerçekleştirmesi, bugüne kadar Gazze'de yaşanan soykırıma sessiz kalan bölgedeki ülkelerin ve liderlerin hesaplarını yeniden gözden geçirmesini gerektiriyor. Çünkü ateş düştüğü yeri değil, bölgedeki herkesi yakacak.
Benjamin Netanyahu giderse her şey düzelecekmiş gibi yapılan analizler büyük ölçüde yanlış. İçeride Netanyahu'ya muhalefet edenler Büyük İsrail hedefinden vazgeçmiş değil ki! Muhalefet, 'Arz-ı mev'ûd' konusunda farklı düşünmüyor.
Önümüzdeki günlerde Çağrı cihazları ve telsizler yolu ile yapılan bu sıradışı saldırıya Hizbullah’ın nasıl bir cevap vereceği ve İsrail’in bu saldırıların devamını getirip getirmeyeceğini göreceğiz. Ancak bir gerçek var ki, bu tür saldırılar sadece Ortadoğu’yu değil, küresel siyaseti de yeniden şekillendirecek. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.