Aldıkları televizyon şirketleri ile yasalara ve RTÜK kurallarına aykırı yasadışı yayınlar yaparak devleti milyarlarca lira zarara uğrattığı, milyarlarca lira haksız kazanç elde ettiği iddia edilen TV Çetesi'nin yöntemleri 'bu kadar olmaz ' dedirtiyor.
Sektörden çıkmaya karar vermiş veya ekonomik olarak zor duruma düşmüş televizyon kanallarını toplayıp, yasadışı yayınlarla milyarlarca lira vurguna imza atıp devleti zarara uğrattığı iddia edilen çetenin sektörde bir çok kişiyi de mağdur ettiği iddia edildi.
Mağdurların, çetenin mafya/PKK Terör örgütü uzantıları üzerinden korkutulduğu bu nedenle haklarını aramaktan çekindikleri iddia ediliyor.
Çetenin ağına düşen ve isminin gizli kalmasını isteyen TV Çetesi mağduru yaşananları anlattı; 'Çete, önce zor duruma düşen veya sektörden çekilmek isteyen şirket sahiplerini, sektörün içindeki adamaları (E.Y, N.Ç gibi) tarafından tespit ediyor. Ardından tespit edilen şirket sahibine güvendiği kişiler üzerinden ulaşarak teklif götürüyor. Kamuoyu önünde güvenilir gözüken çete mensubu aracılığı ile sözlü yapılan anlaşmanın ardından Çete lideri konumundaki kişinin (A.İ) muhasebe müdürü tarafından şirketi devralacak kişinin kendilerine gönderileceği söyleniyor. (Mağdur, bu kişinin muhasebe müdürü ve mali müşaviri ile yapılan WhatsApp yazışmaları delil olarak gösteriyor)
Gönderilen kişi (kullanılan kişi H.K) üzerinde hiç bir mal varlığı bulunmayan, istense dahi ulaşılamayan bir kişi oluyor. Şirketin bütün borçlarının üstlenileceği ve ödeneceği vaadi ile şirket sahipleri tuzağa düşürülerek TV kanalının devri alınıyor. Lisans sahibi TV Şirketi bu yolla devralındıktan sonra RTÜK ve TÜRKSAT üzerinden ışık hızında alınan izinler ile bir kaç frekanstan birden aynı logo ile (çağrı işareti ile) yasadışı yayınlar başlıyor. TV kanalı, aynı logo ile farklı frekanslardan başlayan farklı paket yayınlarında 24 saat boyunca TV yolu ile pazarlanması yasak olan ürünleri pazarlayıp, dini içerikler kullanılarak para topluyor. Halkın dini duygularını istismar eden 'hoca' görünümlü kişiler ekranda konuşurken altta alt yazılar kullanılarak yardım yapılacak hesap numaraları ilan ediliyor. Ve bu yolla bağış adı altında milyonlarca lira para toplanıyor.
RTÜK izleme dairesi, tespit ettiği bu yasadışı yayınları belli aralıklarla toplanan üst kurul toplantılarının gündemine gönderiyor. Gündeme alınan tespitler neticesinde üst kurul kararı ile ilgili şirkete PARA cezası kesiliyor. Kesilen PARA cezası ulaşılamayan bir TV sahibi ve şirketine gönderiliyor. Kesilen PARA cezaları ve üst kurul kararları haliyle tebliğ edilemiyor. Yasal süreç bu şekilde yaklaşık bir yılı buluyor. Üst kurul üyeleri önlerine gelen bu metinlerdeki farklı şirketler ama sahiplerinin hep aynı kişiler olduğu belli olan kararları okusalar Çete'nin varlığını görüp kendileri suç duyurusunda bulunacak. RTÜK izleme dairesi, izin tahsisler dairesinin bu durumu fark etmemesi çok üzücü. TÜRKSAT içinde de bu işi izleyen birimin durumu fark etmemesi üzücü.
TV şirketine kesilen ve tutarları milyonlarca lirayı bulan yüzlerce cezanın hiç bir yaptırımı olmuyor. Çünkü tahsil edilmesi imkansız. Süreç böylece bir yılı aşıyor. RTÜK nihayetinde ilgili şirketin lisansını iptal ediyor. Ve TÜRKSAT'a yayını durdurması için bildiriyor. Lisans iptali ve yayının durdurulması kararına kadar geçen süre içinde Çete lideri, ürünlerini pazarlayıp, halkın dini duygularını kullanarak topladığı yardım paraları ile milyonlarca lira vurguna imza atıyor. Lisans iptal edilince aynı yöntemlerle alınmış TV şirketi hemen devreye sokuluyor. Mağdurlar çoğalırken, kesilen cezalar ile devletin milyarlarca lira alacağı artarken göz önünde olan bu işleyiş her defasından yeniden bir kez daha kullanılıyor.
RTÜK Üst kurul kararlarına bakıldığında para cezası kesilen/uyarı cezası verilen şirketler değişiyor ama sahipler aynı kişiler. RTÜK web sitesine girip son 3-4 yılın üst kurul kararlarına bakıldığında değişen şirket isimleri ama değişmeyen şirket sahipleri (ulaşılamayan, üzerine hiç bir mal varlığı bulunmayan, adresi olmayan çetenin maaşlı elemanları) çok net görünecektir. Örneğin H.K, Ş.T, M.E, vb isimleri Emniyetin, mali şubenin tespit etmesi 10 dakikayı geçmeyecektir.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, MASAK, eminim ki bu Organize Suç Çetesi'ni ve faaliyetlerini tüm çıplaklığı ile ortaya çıkaracak ve adalet önünde hesap vermelerini sağlayacaktır. Bundan hiç şüphem yok. Yeter ki haberleri olsun.' dedi.
Metro Türk Haber'in yaptığı araştırmada TV Çetesinin, aynı yöntemi kullanarak vurgunlarını sürdürdüğünü tespit etti. Radyo Televizyon Üst Kurulu Kararlarında yapılan taramada iddia edildiği gibi RTÜK'ün aynı kişilerin sahibi olduğu TV kanallarını önce bir çok kez uyardığı, sonra toplamı astronomik rakamlara tekabül eden cezalar kestiği ve ardından lisansların iptal ettiği görülüyor.
Söz konusu Çete'nin mağduru olduğunu iddia eden, çareyi yaşadıklarını anlattığı videolar serisi üzerinden yayınlamakta bulduğunu söyleyen bir başka mağdur olan Yusuf Özyıldırım (Yusufi) organze suç çetesinin gereken cezayı çekmesini istiyor.
Çektiği vidolarda durumu fark edip direnmeye başladığını, bu nedenle başına gelmeyen kalmadığını iddia eden Özyıldırım, 'Serhat TV'ye kim neden çökmek istiyor, Serhat TV'ye çökme girişimini ifşa ediyorum, Bu film tutar... başlıkları ile çektiği videoları youtube kanalında yayınladı.
Özyıldırım, videolarında özellikle bir isme dikkat çekiyor. Aydın İpek!
Özyıldırım 'Aydın İpek' ile yaptığı görüşmeyi, kendisini dolandırdığını iddia ettiği isimlerle bağlantılarını söz konusu vidolarda anlatıyor.