Millî Savunma Bakanlığında Basın Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi
Millî Savunma Bakanlığının faaliyetleri başta olmak üzere gündemdeki önemli konulara ilişkin basın bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler de sürpriz şekilde basın bilgilendirme toplantısına katılarak basın mensuplarına selam verdi ve çalışmalarında başarılar diledi.
Bakan Yaşar Güler’in toplantı salonundan ayrılmasının ardından Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Deniz Albay Zeki Aktürk sunumuna devam etti. Albay Aktürk, bakanlığın faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
38 BİN 137 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLDİ
Gücünü bağrından çıktığı asil Türk milletinin sevgisi ve güveninden alan kahraman ordumuz başta olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için kendisine tevdi edilen tüm görevleri azim ve kararlılıkla yerine getirmeye, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında daha büyük daha güçlü bir Türkiye için büyük bir şevk ve gayretle çalışmaya devam etmektedir.
Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadele ve hudut güvenliğinin yanı sıra mavi ve gök vatanımızda hak ve menfaatlerimizi korumakta; kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davasına destek vermekte, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürmektedir.
Son bir asrın en kapsamlı ve en etkili faaliyetlerinin icra edildiği bu dönemde kahraman ordumuz, başta PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı ülkemizin huzur ve güvenliği ile bölgemizin, dünyanın ve tüm insanlığın barış ve istikrarına katkı sağlamak için büyük bir özveri ile mücadele etmektedir.
Bu kapsamda;
- 1 Ocak’tan itibaren Terörle Mücadele Harekâtı bölgesinde 19’u büyük, 301’i orta çaplı olmak üzere 320 operasyon icra edilerek 21’i son bir haftada olmak üzere 794 terörist,
- 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar ise Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 38.137 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
Yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen başarılı operasyonlar ile terör örgütüne ağır darbe vurulmuş, örgütün hareket kabiliyeti bitme noktasına getirilmiştir.
Ülkemize yönelik terör tehdidine karşı icra ettiğimiz tüm operasyonlarımız, uluslararası hukuka uygun, başta Irak olmak üzere tüm komşularımızın sınırlarına ve toprak bütünlüğüne saygılı, meşru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece bölgedeki terörist unsurlar hedef alınarak yapılmaktadır.
Operasyonlarımızda tarihî ve kültürel dokular başta olmak üzere çevrenin korunmasına da azami dikkat ve hassasiyet gösterilmekte, aynı zamanda bölgede yaşayan masum insanlar ile tüm dinî ve etnik grupların güvenliğine de büyük önem verilmektedir.
Bir kez daha vurgulamak istiyoruz ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin teröristler dışında hiçbir hedefi yoktur.
Terörle mücadelede elde edilen başarıda en büyük paya sahip olan aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin vatan, bayrak ve millet uğrunda döktükleri kanın hesabı bugüne kadar soruldu, bundan sonra da sorulacaktır.
Hâlihazırda üs bölgelerinde ve hudutlarımızda kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri; asil milletimizden aldığı güçle terörle mücadelesine tek bir terörist kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.
SON 1 HAFTADA HUDUTLARDA 46 ŞAHIS YAKALANDI
Silahlı Kuvvetlerimiz sınır güvenliğimizin sağlanması için “Hudut, namustur!” anlayışı ile zorlu iklim ve arazi şartlarında, 7 gün 24 saat büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla mücadelesine devam etmektedir.
Kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin ve düzensiz göçün engellenmesi ile terörle mücadele etkinliğinin artırılması için ilgili bakanlık ve kurumlarla koordineli olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Hudutlarımız, hem personel sayısı hem teknoloji bakımından en yoğun ve kapsamlı tedbirlerle korunmaktadır.
Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde;
- Son bir haftada tüm hudutlarımızda yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 46 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 1’i FETÖ mensubu olmak üzere 3’ü teröristtir. 2.561 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.
- 01 Ocak’tan itibaren ise tüm hudutlarımızda yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 3.736 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 174’ü FETÖ mensubu olmak üzere 268’i teröristtir. 118.425 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.
Ayrıca;
- 01 Ocak’tan itibaren icra edilen operasyonlarda ise 340,5 kilogramı son bir haftada olmak üzere 2.362 kilogram uyuşturucu, 690 adet muhtelif uyuşturucu hap ve 23 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir.
Hudutlarımızın ve halkımızın güvenliği için hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alınmaya bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak devam edilecektir.
SURİYE’DE TERÖRLE MÜCADELE SÜRÜYOR
Suriye ve Irak’ın kuzeyinde icra edilen harekâtlarla ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridoru parçalanmış; sınırlarımızın, asil milletimizin ve umudunu bizlere bağlayan masum ve mazlum bölge halkının güvenliği sağlanmıştır.
Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak yürütülmektedir.
Bu faaliyetlerimiz sonucunda; 470 binden fazlası İdlib’e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür.
Suriye’de istikrarın bir an önce sağlanması, Suriyelilerin emniyetli bir ortama geri dönüşleri ve normalleşmenin sağlanmasına yönelik çalışmalara da devam edilmektedir.
Ancak terör örgütlerinin; başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmektedir.
1 Ocak’tan itibaren harekât bölgelerimize terör örgütü tarafından 67 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile 588 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmaktadır.
Kahraman ordumuz; terör örgütlerine karşı ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için daha önce olduğu gibi yeri ve zamanı geldiğinde gereken neyse yapmaya hazır ve buna muktedirdir.
Suriye’nin kuzeyindeki harekât bölgelerinde yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
Yine, muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde çok teferruatlı bir şekilde, tüm somut delilleriyle ortaya koyduğumuz gibi PKK=YPG olduğunu dile getiriyoruz. Bunların aralarında bir fark yoktur ve bu gerçek herkes tarafından anlaşılmalıdır.
DEAŞ’la mücadele adı altında uluslararası kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya çalışan eli kanlı PKK/YPG terör örgütü başta olmak üzere, bölgede sağlanan barış ve istikrarı bozmak maksadıyla sivillerin yaşam hakkını ellerinden alanlara karşı, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğimizi, dünyanın da bu insanlık suçuna sessiz kalmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Suriye ile bölgede barış ve istikrarın sağlanması için Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından farklı formatta ve düzeylerde başlatılan görüşmeler devam etmektedir.
25 Nisan 2023’te Moskova’da gerçekleştirilen Türkiye, Rusya Federasyonu, İran ve Suriye Savunma Bakanları ve İstihbarat Başkanları görüşmesinde;
- Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu,
- Ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamak ve bu kapsamda terörle mücadele için Suriye’de bulunduğumuzu,
- Daha fazla mülteci akınının olmaması ve insani trajedinin son bulması için gayret ettiğimizi,
- Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde evlerine dönmelerini amaçladığımızı,
- Suriye sorununun BMGK 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm unsurları kapsayıcı, bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğini vurguladık.
Yirmincisi 20-21 Haziran 2023 tarihlerinde Astana’da düzenlenen Astana formatındaki Suriye konulu yüksek düzeyli toplantılar kapsamında yayımlanan Ortak Bildiri’de taraflar; Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine, Astana Süreci'nin Suriye meselesinin barışçı çözümünde öncü rolüne vurgu yapmış, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dâhil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılıklarını kaydetmişlerdir.
Bölgede kalıcı barışın sağlanması amacımız doğrultusunda diyalog, temas ve koordinasyon çalışmalarına devam edilmektedir.
YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLER
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Ege’de, Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini azim ve kararlılıkla korumaya devam etmektedir.
Ülkemiz, tüm sorunların uluslararası hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine ve müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde, barışçıl metotlarla, karşılıklı saygı ve diyalog yoluyla çözülmesinden yanadır ve bunun için büyük çaba harcamaktadır.
6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketi ve aynı dönemde Yunanistan’da gerçekleşen tren kazası ile başlayan olumlu gündemin devam etmesi, zaman zaman ortaya çıkan gerginliği artırıcı eylem ve söylemlere dönülmemesi her iki ülkenin de yararına olacaktır.
Temennimiz;
- Son aylarda ikili ilişkilerimizde yakaladığımız olumlu ivmenin önümüzdeki dönemde de devam etmesi,
- Diyalog kanallarının açık tutulması,
- Türk ve Yunan halkının bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşaması,
- Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi olmasıdır.
Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ada’daki durumudur.
Kıbrıs’ta egemen, eşit, bağımsız iki devletin tek çözüm olduğunu vurguluyoruz.
Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye; garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.
UKRAYNA LİMANLARINDAN 32 MİLYON TONDAN FAZLA TAHIL TAŞINDI
Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yaşanan, bölgemizin ve dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Taraflar arasındaki gerginliğin bir an önce azaltılarak Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğü çerçevesinde meselenin diplomatik yollarla çözülmesi çağrımızı tekrarlıyor, daha fazla can kaybı yaşanmaması, huzur ve istikrar sağlanması için acilen bir ateşkes ilan edilmesinin önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Tüm dünyayı tehdit eden gıda krizinin aşılması amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız ve BM Genel Sekreteri riyasetinde ve ülkemizin ev sahipliğinde; Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler arasında 22 Temmuz 2022’de imzalanan "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi” kapsamında kurulan ve 23 Temmuz 2022’de fiilî olarak faaliyetlerine başlayan Müşterek Koordinasyon Merkezindeki (MKM) çalışmalar planlı ve koordineli şekilde devam etmektedir.
Hâlihazırda, 32 milyon tondan fazla tahıl, binden fazla gemiyle Ukrayna limanlarından taşınarak dünya pazarlarına ulaşmıştır.
Ülkemiz, Tahıl Anlaşması’nın yeniden uzatılması başta olmak üzere, bölgede barışın temini ve insani yardım konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapıcı girişimlerini sürdürerek üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.
Nitekim, ülkemizin bu konudaki tutumu; Sn. Bakanımız tarafından 15-16 Haziran 2023 tarihlerinde katılım sağladığı NATO Savunma Bakanları toplantısının ilk gününde yapılan Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı’nda müttefiklerle bir kez daha paylaşılmıştır.
17 Temmuz’da süresi dolacak olan Tahıl Girişiminin uzatılmasına yönelik BM, Rusya Federasyonu ve Ukrayna yetkilileri ile temaslarımız Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak devam etmektedir.
NATO’YA KATKILAR SUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
Kuruluşundan bugüne kadar başarılı bir savunma ittifakı olan NATO’nun, değerlerini ve sorumluluklarını paylaşan Türkiye, İttifak’a katıldığı 1952 yılından bu yana üstlenmiş olduğu tüm görev ve misyonları başarı ile yerine getirmeye, NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam etmektedir.
Sayın Bakanımız, 15-16 Haziran 2023 tarihlerinde Brüksel’de NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılım sağlamıştır. Toplantılar kapsamında;
- Başta toprak bütünlüğü olmak üzere Ukrayna’ya olan desteğimiz,
- Karadeniz Tahıl Girişimi ve devamının önemi,
- Karadeniz’in stratejik rekabet alanına dönüşmemesi ve istikrarın muhafazası,
- AB üyesi olmayan Müttefiklerin AB savunma girişimlerine katılımının önemi,
- Kosova’da yaşanan olaylar sonrası sağladığımız destek,
- NATO’nun komuta ve kuvvet yapısına, harekât ve misyonlarına yaptığımız katkılar,
- NATO’nun “Açık Kapı Politikası”nı desteklediğimiz ve İsveç’in de taahhütlerini yerine getirmesi hâlinde Finlandiya gibi NATO üyesi olabileceği,
- Terörün her türlüsüyle mücadeledeki kararlılığımız, bu konudaki hassasiyetlerimiz ve müttefiklerimizden destek beklediğimiz,
- NATO’ya en fazla katkı sunan ülkeler arasında olmamıza rağmen ülkemize yönelik ihraç kısıtlamaları ve yaptırımların kabul edilebilir olmadığı,
- Bu durumun NATO’nun güvenliğini de olumsuz etkilediği,
- Güçlü Türkiye’nin, güçlü NATO demek olduğu vurgulanmış, önümüzdeki günlerde yapılacak Vilnius Zirvesi öncesinde bir bütün olarak NATO’nun faaliyetleri değerlendirilmiştir.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda ayrıca, Sn. Bakanımız tarafından; Birleşik Krallık, Estonya, Litvanya, Yunanistan, Fransa, Hollanda ve Kuzey Makedonya Savunma Bakanları ve NATO Genel Sekreteri ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmiş, bölgesel güvenlik sorunları ile ikili askerî iş birliği faaliyetleri ele alınmış, deprem felaketi sonrasındaki yardımları için NATO’ya ve Müttefiklere bir kez daha teşekkür edilmiştir. Türkiye;
- NATO’ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de önemli ve belirleyici katkılarda bulunmayı sürdürecek,
- Türk Silahlı Kuvvetleri de; Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve AGİT görevleri ve ikili anlaşmalar kapsamında Libya’dan Kosova’ya, Azerbaycan’dan Bosna Hersek’e, Katar’dan Somali’ye kadar birçok coğrafyada dünya barışına katkıda bulunmaya devam edecektir.
Birden çok terör örgütü ile mücadele eden ve NATO Genel Sekreteri’nin de ifade ettiği gibi terörden en çok zarar gören NATO üyesi olan ülkemiz, bu konuda müttefiklerinden iş birliği ve dayanışma içinde olmalarını beklemektedir. Üyelik başvurusunda bulunan İsveç’in; Finlandiya’da olduğu gibi Madrid Zirvesi’nde verilen taahhütlerini somut olarak yerine getirdiği, buna milletimiz ve meclisimiz ikna olduğu takdirde üyeliğine onay verilmemesi için bir neden bulunmadığını vurgulamakta yarar görüyoruz.
Ancak bu olumlu tutumumuza rağmen, Kurban Bayramı’nın ilk günü yaşanan Kur’an yakma eylemi, bu süreçteki çekincelerimizin ne kadar haklı olduğunun bir göstergesidir. Sözde “ifade özgürlüğü” adı altında kutsal değerlerimize yönelik yapılan bu aşağılık saldırıyı kınıyoruz. Mevcut şartlar altında; bir kez daha hatırlatmak isteriz ki İsveç’in NATO üyeliği hususu yüce meclisimizin takdirindedir. Aynı zamanda bu husus kamuoyumuz tarafından da yakından takip edilmektedir.