Hindistan ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye'de maalesef şu anda oralarda yaşayan vatandaşlarım 'illallah' diyor. Adana'ya bakın, Mersin'e bakın aynı.' dedi.
"Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu partinin başında devam ederse İstanbul'un kaybedilebileceğini söylemişti. Ancak şimdi aday oldu. Akşener de İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde aday gösterecekleri ve kaybetmeyi göze aldıkları yönünde bir açıklama yaptı. 'Muhalefet şu anda kazanmayı değil kaybetmeyi konuşuyor' değerlendirmeleri var. Bu açıklamalarla ilgili neler söylersiniz?" sorusu üzerine şu görüşleri paylaştı:
"Onlar zaten kendi aralarında değerlendirmelerini yapıyor. Ne diyor Genel Başkan? Diyor ki 'Altılı masa değil, gerekirse on altılı masa'. Yani biraz daha konuşsa on altılı masa yüz altmış altılı masa da olacaktı. Ama masa devrildi. Kötü devrildi. O masanın içerisinde bu belediye başkanları da vardı. Hepsi cumhurbaşkanı yardımcısı da oldular. Gelinen nokta ortada…
Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz bu belediye başkanlığını İstanbul'da da yaptık, Ankara'da da yaptık. Bizim belediye başkanlığımızın kalitesi, seviyesi nedir? Bunu İstanbullu gayet iyi bilir, Ankaralı gayet iyi bilir.
Öbür tarafta şöyle bir İzmir'e bakın. İzmir'in belediyeciliği ne durumda görüyorsunuz. Şu anda İzmir bir felaketi yaşıyor. Türkiye'de maalesef şu anda oralarda yaşayan vatandaşlarım 'illallah' diyor. Adana'ya bakın, Mersin'e bakın aynı.
Antalya'da işte Menderes Bey'den sonra bir dönem yaşandı. Maalesef berbat. Buralarda yapılan hizmetin ne olduğunu yaşayanlar biliyor. Lafla, konuşmakla bu iş olmuyor. Mühür vurmakla bu iş olmuyor. Neyin mührü? Hangi sel afetinde giydin çizmeleri geldin sel afetiyle mücadele ettin? Bunların böyle bir derdi yok. Onun için burada en büyük karar merci İstanbulludur, Ankaralıdır ve onlar da Adana olsun, Antalya olsun, Mersin olsun, bütün buralarda inanıyorum ben, en güzel kararı en bağlayıcı kararı benim milletim verecek. Bunlarla daha fazla gidilmez. Biz 21 yıldır iktidar olarak, kendi rekorlarımızı yenilemek için kendimizle yarışıyoruz."
AK Parti'nin, kendisiyle yarışan, hizmette yarışan bir parti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin ise rant için, koltuk için yarışan partilerden oluştuğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP'nin evlere şenlik genel başkanının durumu da farklı değil. O da koltuk hayalleri ile döndü dolaştı en son mevcut koltuğunu koruyabilmek için masaları tokatlamaya kadar işi getirdi. Genel seçimler öncesi kurdukları 9'lu masada çevirdikleri dümenler yeni yeni ortaya saçılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Milletin, altılı masada dönen pazarlıkları, masa altından kimlerin birbirini tekmelediğini gördüğünü, daha da göreceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar sabah başka akşam başka konuşurlar. Bunlar İzmir'de başka, Ankara'da başka, Diyarbakır'da başka, Erzurum'da başka konuşurlar. İşte bu yüzden bunların ne dediğinden çok ne yapacaklarını bekleyip görmek lazım. Artık milletim bunların gerçek yüzünü gördü." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülkenin böyle kifayetsizlerin elindeki bir muhalefeti hak etmediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek dertleri rant ve koltuk olan bir muhalefetin ülkemize ve vatandaşlarımıza bir hayrı olmaz. Girdikleri tüm seçimi kaybetmelerine rağmen, 'başarılıyız' açıklamaları bile yaptıkları işi ciddiye almadıklarını, seçmenleriyle dalga geçtiklerini gösteriyor. 'Başarılıyız' açıklamasını yapanlar, bardağın dolu tarafına falan bakmıyor. Bunlar bardaklarının boş olduğunu anlamayacak kadar saflar. Yerel seçimlerde de CHP'nin eline düşen şehirlerimizi de milletin, tertemiz oyları ile kurtaracak ve Cumhur İttifakı'na verecek inancındayız. Bunun için rehavete kapılmadan çok çalışacak ve milletin gönlünü de seçimi de kazanacağız." ifadesine yer verdi.
"Bu millet CHP ile terör örgütünün o dayanışmasını unutmadı"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine de şu açıklamayı yaptı:
"Her şeyden önce bu zat bir vatansever, bir milliyetperver kişi değil. Bu zat, her şeyden önce PKK terör örgütüyle, YPG'yle, HDP'yle el ele kol kola dolaşanlardan. Bunlar tabii genel başkanlarıyla beraber de aynı şeyleri yapmadılar mı? Terör örgütlerinin temsilcileriyle bunlar Ankara'dan İstanbul'a yürümediler mi? Ama bu ismini verdiğiniz zat, teröristlerin cenaze merasimlerinden tutun dağdakilerle beraber yürümeye varıncaya kadar bunların hepsini yapmış olan kişiler. İnanıyorum ki bu seçimde benim vatandaşım artık bunlara yerel bazda 'yürü' demeyecek, bunların ipini kesecek diye inanıyorum. Böyle düşünüyorum. Milletle, milletin değerleriyle uzaktan yakından bağı olmayanların alçak iftiralarından başka bir şey değil bu. Sürekli çamur at izi kalsın türü açıklamalarla, düşmanına bile zulmetmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftiralar atmaktan bıkmadılar. Mehmetçiğin ve milletin düşmanı bir ismin, Türkiye'nin ikinci büyük partisinin mensubu olması da ayrıca düşündürücüdür. Seçimde Kandil'den CHP'ye ve onun adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na selamlar ve destekler gönderilirken, bu şahıs CHP kimliğiyle terör örgütünün kurulduğu köyden örgüte selam veriyordu. Bu millet, CHP ile terör örgütünün o dayanışmasını unutmadı, sandıkta da yanıtını verdi. Bu şahıs, dünyanın en şerefli, en mert ordusuna dil uzatmanın cezasını hukuk önünde alacaktır. Düşmanlarının bile mertliğinden övgüyle söz ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu namertçe hakaret, iftiralar cezasız kalmayacaktır."