AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Adana'da düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
Adana İl Binasında düzenlenen basın toplantısına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, AK Parti Adana Milletvekilleri ve parti teşkilatı üyeleri katıldı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kabil Havalimanı'ndan Türk askerlerinin çekilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
15 ağustos tarihinde Afganistan Cumhurbaşkanın ülkeyi terk etmesiyle birlikte Afgan hükümetinin çöktüğünü ifade eden Çelik, Türkiye'nin süreci dikkatlice takip ettiğini söyledi.
İŞTE O AÇIKLAMALAR
'Çeşitli seçenekler çerçevesinde tabi ki Afganistan'da kapsayıcı bir hükümetin kurulması Afganistan da kadın haklarını koruyan temel hak ve hürriyetlere saygılı bir düzenin ortaya çıkması için Cumhurbaşkanımızın mesajları kurumlarımızın telkinleri devam ediyor. Tabii ki arzumuz geçmişte yaşanan acıların yaşanmaması. Afganistan da bu acıların son bulması kapsayıcı bir hükümet modelinin güçlü bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Kapsayıcı bir hükümet modeli çıkmazsa Afganistan geçmişte yaşadığı acıları maalesef tekrar yaşayacaktır.
YALANIN ZİRVESİ
Bugün ve dün çeşitli mahfillerde CHP sözcülerinin partimizle ilgili, kabinemizle ilgili ve Cumhurbaşkanımızla ilgili tamamen istismara ve yalana dayanan beyanlarını gördüm.
Türkiye'nin buradaki varlığı aslında BM, NATO ve Afgan halkıyla kardeşlik çerçevesinde oluşturduğumuz ikili anlaşmalar çerçevesindeydi. Ve gelinen bu son aşamada bu ortaya çıkan tablo çerçevesinde Afganistan dünyadan izole olmasın Afganistan dünyayla kopmasın çağdaş ve medeni dünyayla bağı devam etsin ticari açıdan siyasi açıdan bu kanallar açık olsun diye Türkiye kardeş Afgan halkına yardımcı olmak için Kabil havaalanını işletme konusundaki süreci ciddi bir şekilde takip etti. Ve eğer Afganistan'daki resmi makamlar ve Afganistan'daki fiili güçlerin tamamı buna rıza gösteriyorsa bu rıza çerçevesinde bu misyonunu yerine getirebileceğini Türkiye açık bir şekilde ifade etti. Halbuki burada CHP sözcüleri Cumhurbaşkanımızın Biden ile bir anlaşma yaptığını, bu çerçevede mültecileri kabul edeceğini ve bu misyona soyunduğunu söylüyor. Bu tamamen baştan aşağıya yalandır.
Fakat öteden öteden beridir gördüğümüz şey şudur, Türkiye Cumhuriyeti makamlarının Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın beyanları bunları hiç ilgilendirmiyor, bunun yerine ABD'nin ya da İngiltere'deki bir gazetenin beyanı bunlar için esas kabul ediliyor.
Gelinen noktada ise bütün diplomatik seçenekler, bütün askeri seçenekler değerlendirildikten sonra silahlı kuvvetlerimizin orda kalmasına bir ihtiyaç olmadığı değerlendirilmiştir.
Dolayısıyla bunların bir kere daha 'Türkiye Cumhurbaşkanı başka devletlerle anlaşma yaptığı için bunu istiyor' şeklindeki tezi bu şekilde de çökmüştür.
Ama burada problem şudur, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı sürekli bir yalan söylemek, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye arasındaki ihtilafta Esad rejiminden yana olmak, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizi gözetmek için Libya ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde BM'nin seçtiği hükumetten yana değil Türkiye düşmanı Hafter'den yana olmak. Aynı şekilde Karabağ'da Azeri kardeşlerimizin yanında güçlü bir mücadele verirken, Türkiye Karabağ'da cihatçı gönderiyor diyerekten Türkiye'ye karşı yalan propaganda üretmek. En son Afganistan'da da ABD ile Türkiye Cumhurbaşkanı böyle bir anlaşma yaptı diyerekten artık yalanın zirvesine varmak gibi bir süreci maalesef üzüntüyle izliyoruz.
TÜRKİYE'NİN BİR TANE DAHA BÜLTECİ ALCAK KAPASİTESİ KALMAMIŞTIR
'Şimdi tabi gördüğümüz bir tablo da şudur; Yine çıkmışlar; Türkiye kapsamlı bir şekilde; bir mülteci politikası yürütürken, ölümden kaçan insanlara kucak açılmasını istismar etmeye çalışıyorlar. Kendi belediye başkanlarının ırkçılığına lafı geçmeyenler, kendi beyanlarıyla bizim fikir değiştirdiğimizi iddia ediyorlar. Bizim fikrimizde zikrimizde hiçbir değişiklik yok. Tarih boyunca olduğu gibi yine ölümden kaçan bütün mazlumlara Türkiye Cumhuriyeti kapısını açmıştır. Ecdadımız da biz de böyle yaptık. Ama bunun ötesinde birileri Türkiye'yi bir göçmen kampı, mülteci ambarı, yol geçen hanı gibi görmek istiyorsa, buna asla müsaade etmeyeceğimizi de ifade ettik.
Türkiye, bütün dünyanın insanlık vicdanı adına ölümden kaçanları kucaklama konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Türkiye'nin bir tane daha mülteci alacak kapasitesi kalmamıştır. Şimdi muhalefet şöyle bir şey iddia ediyor; 'siz bunu para karşılığında yapıyorsunuz.' Bu kadar mazlumun, ölümden kaçanın korunmasının para karşılığı yapıldığı söylemek insanlık dışı bir yaklaşımdır.!
BELEDİYE BAŞKANLARINA SÖZÜ GEÇMEYENLERİN...
'Şunu birbirine karıştırmamak gerekiyor ölümden kaçan insanlara kucak açmak bu milletin asil değerleri çerçevesinde ölümden kaçanları ölümden kurtarmak başka şeydir. Türkiye mülteci kampı gibi düşünenlerin mülteci ambarı gibi görenlerin politikalarına karşı çıkmakta başka bir şeydir.' Ben bunlara su vermem ekmek vermem' diyen kendi CHP'li belediye başkanlarına sözü geçmeyenlerin AK Parti'ye vereceği herhangi bir ders yoktur. Cumhurbaşkanı'mız, dünyada mazlum milletlerin lehine Türkiye'nin gür sesini BM platformlarında da başka platformlarda da yükseltiyor.'
YARALARI SARMAYA DEVAM EDECEĞİZ
"Türkiye'nin, Balkanlar'da barışın koruyucusu olduğu net bir şekilde gözüküyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız dün Bosna Hersek'teydi. Başçarşı'da nasıl karşılandığını hep birlikte gördük. Bugün inşallah Karadağ'a geçecekler. Bu, Türkiye'nin Balkan halklarıyla kardeşliğini pekiştiren bir tablo olacak.
Dolayısıyla sadece bugün açısından baktığımızda MKYK üyelerimizin bütün afet bölgelerindeki her bir vatandaşımıza ulaşması ve Cumhurbaşkanı'mızın aynı zamanda bugün Balkan halklarıyla buluşması gibi çok büyük ve geniş bir politikayı AK Parti, kararlılıkla ve güçlü şekilde sürdürüyor. Bu çerçevede her bir vatandaşımıza ulaşmaya, hepsiyle hemhal olmaya ve yaraları sarmaya devam edeceğiz."