Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla, Hindistan'ın ev sahipliğinde "Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek" ana temasıyla düzenlenen G20 Zirvesi'nde Liderler Bildirisi yayımlandı.
Tarafların Ukrayna'daki savaşa ilişkin millî tutumlarının ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ile BM Genel Kurulunda alınan kararların yinelendiği kaydedilen bildiride, tüm devletlerin BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine bütünüyle uyumlu davranması gerektiğinin altı çizildi.
Bildiride, "BM Şartı uyarınca, tüm devletler herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne, egemenliğine veya siyasi bağımsızlığına karşı toprak edinimi için güç kullanma tehdidinden veya güç kullanımından kaçınmalıdır. Nükleer silahların kullanılması veya kullanma tehdidi kabul edilemez." ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, bildiride, Ukrayna'daki savaşın küresel gıda ve enerji güvenliği, tedarik zincirleri, makro-finansal istikrar, enflasyon ve büyüme açısından yarattığı insani acıların ve olumsuz ek etkilerin, başta gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler olmak üzere ülkelerin siyasi ortamını karmaşık hâle getirdiği vurgulandı.
Başta gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerin hâlen Kovid-19 salgını ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne doğru ilerlemeyi engelleyen ekonomik aksaklığın etkisinden kurtulmaya çalıştığı kaydedilen bildiride, bu duruma ilişkin farklı görüş ve değerlendirmelerin olduğu belirtildi.
Türkiye'ye "Karadeniz Tahıl Girişimi" takdiri
Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle tahıl ürünlerinin dünya pazarlarına sevkiyatı konusunda Türkiye ve BM'nin rolüne dikkati çekilen bildiride, "Türkiye ve Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda Rus gıda ürünleri ve gübrelerinin dünya pazarlarına erişimi için Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşmaları'na yönelik çabaları takdir ediyoruz." değerlendirmesi paylaşıldı.
Tahıl, gıda maddeleri ve gübrelerinin dünya piyasalarına sevkiyatının zamanında ve etkili şekilde sağlanmasına işaret edilen bildiride, "Tahıl, gıda ürünleri ve gübrelerin Rusya ve Ukrayna'dan derhal ve engellenmeden teslim edilmesini sağlamak için bunların tam, zamanında ve etkili şekilde uygulanması çağrısında bulunuyoruz." şeklindeki görüşe yer verildi.
Bildiride, "Bu, özellikle Afrika'da olmak üzere gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerdeki taleplerin karşılanması için gereklidir." ifadesi kullanıldı.
Bildiride ayrıca, G20 iş birliğinin dünyanın gidişatını belirlemek açısından önemine işaret edilerek, küresel ekonomik büyüme ve istikrara yönelik olumsuz rüzgarların devam ettiği, sadece enerji dönüşümünün bile ekonomik dayanıklılığı güçlendirebileceği vurgulandı.
İklim değişikliğiyle mücadele için yatırım ve finansmanın "hızla ve önemli ölçüde artması" gerektiği konusunda uyarıda bulunan G20 liderleri, gelişmekte olan ülkelerin yeşil dönüşümü gerçekleştirmelerine ve iklim hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için daha fazla para çağrısında bulundu.
Bildiride, gıda ve enerji güvenliğinin sürdürülmesinin önemi vurgulanırken ilgili altyapıya yönelik askerî yıkımların veya diğer saldırıların durdurulması çağrısı yapıldı.
Gıda ve enerji piyasalarında yüksek düzeyde dalgalanma potansiyelinin devam ettiğine değinilen bildiride, adil büyümenin teşvik edilmesi ile makroekonomik ve finansal istikrarın güçlendirilmesinin savunmasızları koruyacağına dikkat çekildi.
Bildiride, G20 maliye bakanları ile merkez bankası başkanlarının Nisan 2021'deki rekabetçi devalüasyonlardan kaçınmaya yönelik döviz kuru taahhüdünü teyit ettiği aktarıldı.
Finansal İstikrar Kurulu'nun, kripto varlıkların ve faaliyetlerin düzenlenmesi, denetlenmesi ve gözetimine ilişkin üst düzey tavsiyelerinin onaylandığı kaydedilen bildiride, maliye bakanları ve merkez bankası yöneticilerinin ekim ayında yapacakları toplantıda kripto para birimi yol haritasını ileri taşımayı ele alacağı belirtildi.
Bildiride bunların yanına liderlerin çok taraflı kalkınma bankalarını güçlendirme ve reform yapma sözü verdiği ve kripto para birimlerine yönelik daha sıkı düzenlemeler önerisini kabul ettiği kaydedilirken, korumacılığı ve piyasayı bozucu uygulamaları caydırarak eşit şartlar ve adil rekabet sağlama taahhüdü yinelendi.
Emisyon hedefleri için yaklaşık 6 trilyon dolarlık ihtiyaç vurgulandı
Ulusal koşullar doğrultusunda, hız kesmeden kömüre dayalı enerjinin kademeli olarak azaltılmasına yönelik çabaların hızlandırılması gerektiğinin altı çizilen bildiride, gelişmekte olan ülkelerin düşük karbon/emisyona geçişlerini desteklemek üzere düşük maliyetli finansmanın kolaylaştırılması yönünde çalışılacağı kaydedildi ve ulusal şartlara uygun olarak mevcut hedef ve politikalar aracılığıyla 2030'a kadar küresel düzeyde yenilenebilir enerji kapasitesinin 3 katına çıkarılmasına yönelik çabaların sürdürülmesi ve teşvik edilmesi sözü verildi.
Sürdürülebilir finansmanı artırmak için harekete geçme taahhüdünün tekrar edildiği bildiride, Paris Anlaşması'ndaki iklim hedeflerini karşılamak için artan küresel yatırımlara olan ihtiyacın dikkate alınacağı aktarıldı.
Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin özellikle emisyon hedeflerini uygulama ihtiyaçları için, 2030 öncesi dönemde gerekli olan 5,8-5,9 trilyon dolarlık ihtiyaca dikkat çekilirken dünyanın enerji dönüşümü için yıllık toplam 4 trilyon dolarlık düşük maliyetli finansmana ihtiyacı olduğu ve birincil enerji karışımında yenilenebilir enerjinin yüksek bir paya sahip olduğu konusunda mutabakata varıldı.